27 Şubat 2014 Perşembe

Mektup - BİR OYUN İKİ CEVAP

1. KISIM - GARİP BİR OLAY

 
 Merhaba.. Aslında bu durumda ne yazabilirim, sana nasıl bir cevap verebilirim gerçekten hiç bilmiyorum. Böyle bir durumun gerçek olması bile beni hala müthiş bir şaşkınlığın içinde bulunduruyor. Bir yerden söze başlamam gerek olduğunun farkındayım. Sana en baştan anlatayım.
  Yine her sabahki gibi, saat tam altıda, aynı yerime geldim. Deniz kenarında iki teknenin tam arasından Güneş’in doğuşunu izleyebileceğim bir bank burası. Evet, Güneş tam bu aradan doğuyor. Her sabah bu muhteşem olayı aynı heyecanla izliyorum. Tam bu banktan.. Aslında sana bu noktada bir şey daha anlatmam gerekli, bilmelisin bunu. Bu bank Elis’le benimdi. Elis… Elis… Ahh ismi gibiydi.. ‘Güzel kokan bir çiçek’ Evet, çiçek gibi güzeldi, dokunmaya kıyamayacak, sadece o güzel kokusunu duymak isteyeceğin kadar harika bir kızdı. Neyse, neyse vazgeçtim bunları sana anlatmanın zamanı değil.  Asıl konuya gelmeliyim.
  Sahile geldim. Karanın bittiği, denizin başladığı yer olan kaldırımın ucuna kadar geldim. Bir şişe! İçinde kağıt olan şişelerden. Filmlerdeki gibi! İnanılır gibi değil. Bir an rüyada sandım kendimi ama bilincim yerindeydi bu dakikalarda gerçekten uyuyan o insanların aksine. Önce diz çöktüm, sonra uzandım yere. Uzattım kolumu aldım o şişeyi sudan. Tekrar kalktım banka geri oturdum. Hıh.. Komik bir durum var, şimdi farkına vardım. Yere uzandığım için boydan boya toz olan kıyafetlerimi hiç silkelememişim. O kadar da yol geldim evime yürüyerek. Hay aksi… Şu an evimdeyim ama hala o tozlu kıyafetler üstümde.. Komik… Evet, devam etmeliyim anlatmaya. Oturdum banka. Yazdıklarını okudum…
  Bazı kelimeleri silik olduğu için zor okundu, bazılarını da tahmin yoluyla okudum. O yüzden yazdıklarını, daha doğrusu benim anladığımı, buraya aynen yazıyorum doğru mu okudum diye?
 “ Sence de berbat bir hayat değil mi yaşadığımız? Her yer kötülükle dolu.. Tek iyi olansa belki de sensin benim için. Hayat gerçekten sıkıcı. Amacım sadece biraz renk getirmek. Eğer sen, şu an bu yazdıklarımı okuyorsan eminim bana cevap vereceksin. Buna eminim. Nasıl bir eminlik bu bilemiyorum. Ama buna inanıyorum. Bunu okuyan kişi benim için tek iyi olan kişi… Bu hayalim gerçekleşecek ve her şey yoluna girecek… Ben kim miyim? Elbette ismimi öğreneceksin.. Belki de…Hayır saçmalama, adresimdeki yazdığım falan değil ismim. Hadi başlasana oyuna.”
  Bu nasıl bir mektup böyle..? Senin çok değişik biri olduğuna eminim. Bir karamsar, bir heyecanlı, bir eğlenceli, bir sıkıcı.. Evet bildin, sana cevap veriyorum. Nasıl emin olabildin ki ayrıca bu şişenin karaya vuracağına? Nasıl emin olabilirsin ki benim senin için tek iyi olduğuma? İnan kendimi şu an deli gibi hissediyorum.
  Yazının altındaki - bütün yazıya oranla daha netti - adrese gönderiyorum bu mektubu, umarım hala oradasındır.
Peki, ben kim miyim? Senin ismini öğrenirsem benimkini de elbette söyleyeceğim. Sen dedin bu bir oyun..

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)