- Bugünün tarihine, sudan çıktığımı gören gözlerinize, yolunuza çıkmamı sağlayan kaderinize yeminler olsun. Kazandınız. Artık özgürsünüz. Benimle gelin.
- Sen, diye kalakaldı Khafra. Meydana aynayı getiren adam sudan bir şekilde karşısındaydı.
Anlamalıydı. Kehanetini eriyen buz misali artık kaybetmişti.
Geleceği göremiyordu. Rendinin sesi soluğu kesilmiş bir
halde yere düştüğü görüldü. Paquita, içindeki
mutluluğu gizliyordu, "özgürlük" kelimesi onu mıknatıs gibi çekmişti bile.
- Evet, ben. Siz üçünüz kazandınız. Sizi buradan alacağım. Diğerleri
burada kan kusana kadar kalacaklar. Amacı
anlamayanlar burada birbirlerini yiyecekler; öfkeleri, kibirleri, aptallıkları onları zehirledi bile.Birbirlerini alt etmek için gece ile gündüzü kovalıyorlar. Hırsları uğruna, burada ellerine geçecek bir şeyleri
yok, bunu anlamadılar. Kalan beş kişi bile olsa en üstte olmayı
kendilerine hedef yaptılar. Aptallıkları onların içini kurt gibi kemirecek.
Saga ve Astarte elleri birbirlerinin boğazında ölecekler. Diğeri üçü ise güç kavgası içinde, amaçsızca, kazananın yanında olmayı seçmeleri yüzünden ve sesleri hiç çıkmadığı için ölecekler. Siz ise bunların hiçbirini görmeyecek ve bilmeyeceksiniz.
- Fakat, Saga.. Değiştirecekti, her şeyi o değiştirecekti, görmüştüm.
-
Saga, evet öyleydi. Fakat o da gücün kibrine kapıldı. Gücünü kötülüğe kullandı, daha sonrasını ise sen de göremedin. Burası
bambaşka olabilirdi. Fakat anlamadılar, Hadi artık!
Gitme vakti! Dünyaya yolculuk!
-----
o ----
- İşte
burası Dünya! Üçünüzü de farklı zamanlara, farklı
insanların yanına gönderiyorum. Bu insanlarla tanışmayı hak ettiniz. Bugünün tarihine, sudan çıktığımı gören gözlerinize, yolunuza çıkmamı sağlayan kaderinize yeminler olsun.
----
o ----
Desiderius Erasmus elinde bir resimle evine
geliyor ve sessizce çalışma odasına geçiyordu. Resmi masasını üstüne bırakıp uykuya dalıyordu. Yolda bulduğu bu resim şu an
tavana bakıyordu. Yan yana üç adamın
arkada cehenneme dönmüş bir şehirde
kol kola duruşunu görüyordunuz. Birisinin gözleri daha canlıydı. Resmin altında
Paguita yazıyordu. Sessizce izliyordu.
George Orwell'ın elinde kağıt
kalem garip bir fantastik-masal yazıyordu.
Sahiplerini kovan hayvanların bir garip üste çıkma mücadelesini
anlatıyordu. Kalemi canlı bir insan gibi yazıyor, gördüğünü yazıyormuşcasına rahat rahat akıyordu
kalem. Bu kalem daha sonraları olması imkansız bir
bilimkurgu yazacaktı. Kesin tarihli bir
bilimkurgu. Orwell kalemi çekmecenin en arkasında bulmuştu.
Khafra markalı bir kalemdi. Bu markayı ilk defa duymuştu. Önemsemeden yazmaya devam etti.
Montaigne, atına atlayıp hızla uzaklaştı evinden. İçinde var olan benliğinin etkisiyle rüzgarı yüzünde hissediyordu. Siyasi çekişmelerden uzaklaşmak istedi, kötülük dolu dış dünyanın bütün işlerini ve ailesini bırakıp uzaklaşıyordu. İçinde
hep kendine sakladığı bir dünyası vardı. O dünyayı yöneten de bir dürtü. O dürtü Rendi diye soluk alıyordu. Atının üstünde cümleler
kurup şiirler okuyordu.
- EKSİK SON -
----
o ----
Bu yazar sizden bir şey ister, o da şudur ki; boşverin bu dünyanın getirdiklerini. Bırakalım kalkamadığımız siyasi koltukları, önemsemeyelim parayı kuş tüyü yatakları, sarayları. Yapmayalım adice insanları mezara koymaları, ölüleri yarıştırmayı, durduralım ağaçları kesmeyi. Boşverelim iki cümlesi birbirini tutmayanların peşinden gidip kölesi olmayı, daha yüsekte olmak için çabalamaları; boşverelim bu hayatı, bu dünyanın getirdiklerini. Yapmayalım dostlar. Yapanların peşinden gitmeyin dostlar.
Dergiler okuyalım, kitaplar okuyalım; geçip yolun ortasında şarkı söyleyelim, şarkı söyleyenlere eşlik edelim. Aşık olalım, sevdiğimizi bırakmayalım. Anne babamızı yanımızda hissedelim, imkanımız varken konuşalım. Sohbetler edelim gökyüzü hakkında, bir ağacın yaprak dökmesini konuşalım. Yaşamaktan zevk alalım, mutsuzsak çareler bulalım, küçük mutluluklar
her tarafımızı doldursun. İş yerinde sıkıldığımızda cebimizden bir şiir bulup sesli okuyalım, sevdiğimizin resmine bakalım. Ne olalım biliyor musunuz?
Hayallerimiz olalım. Hayallerimiz gerçekleşmesin, biz hayal olalım. Siz benim hayal halimi okudunuz dostlar. Ben, bu dünyanın kötülüğü içinde iyi kalmayı başarıp şiirler okumayı, özgürlüğümü kimseye vermemeyi ve insanları okuyup geleceği hep tahmin edip güzel evrenlere yolculuk yapmak istiyorum. Daha başarılı olmak veya üst kademede olmak inanın umrumda değil. Ben içimin Saga ve Astarte'sini öldürdüm. Ben Erasmus'un odasındaki tablodaki resimim, ben
Orwell'ın yazdığı kalemim, ben Montaigne'nin benliğini oluşturan dürtüyüm.. Ben Gecesiz Köyün Masalcısıyım..!
- gerçek son -