"Söze nasıl başlanır" gibi kalıplaşmış bir
cümleyle giriş yapmak istemedim aslında. Fakat gelin görün ki, bazı günümüz
şartları ve olayları için kelimeler, cümleler veya metinler anlamsız kalıyor.
Ne desem anlatmak istediğim duyguların ve fikirlerin içini doldurmuyor. Çünkü
bu duyguları ve düşünceleri böylesine balon gibi şişiren insanlık ayıbının
getirdiği büyük boşluk. Doldurmasa da
ben içimden geçenlerin küçük bir kısmını yazmayı deneyeceğim.
Gelelim bu boşluğun yapı taşlarına. Neler oluyor da
insanoğlu insan olmaktan utanır hale geliyor ve bu amansız boşluk gittikçe
büyüyor, ya da başka bir soru: Bu boşluğun neresi çekici de insanlığı yavaş
yavaş yutuyor? Belki de cevaplanması en zor sorulardır.
Bazı uzmanlar(!)
çıkıp insanoğlunun davranışlarının nedenlerini araştırıyorlar, bazı
karakterlerin (veya karaktersizlerin) analizini yapıyorlar. Sonra da büyük iş
yapmış gibi çıkıp gündüz kuşağı programlarında anlatıyorlar. İyi güzel
yapıyorsunuz da, ülkemizde, dünya üzerinde var olan kaos düzeninin oluşmasında
sizin payınız da var. Nasıl mı? Yavaşça anlatıyorum. Öncelikle güç, hırs,
iktidar ve intikam gibi terimler türedi siyasiler yüzünden. Sadece 21. yüzyıl
için demiyorum bunu. İlk insandan beri gelen, güce sahip olma ve yönetme arzusu
yüzünden tarih boyunca insanlık kutuplaştı. Dönem dönem kutup isimleri
farklılaştı tabii. Günümüze doğru gelirken de kutup sayısı artış gösterdi.
Kutuplaşacak o kadar çok malzeme verdiler ki insanlara hangisini seçeceğini
bilmeden boş kafayla ortalarda gezdiler. Büyük saydığımız insanlar, eğitimin ve
öğretimin alınması gereken yerin özelliklerini karıştırdılar. Belki de eğitim
sisteminin içini boşalttılar. En olmadı, başta anne babaları yanlış eğittiler.
Sonuç olarak mı? Rüzgar esse o tarafa yönelecek, birisinden ak için kara
dediklerini duysa vazgeçip o da kara diyecek, kutuplaşmanın bir erdem olduğunu,
kendisi gibi düşünmeyenlerin düşman olacağını sanan, dünya da dönen bin bir
oyundan habersiz kendi küçük oyununda eğlenen, güçsüze karşı güç kullanmanın
delikanlılık olduğunu savunan, kavganın ya da bir ileri boyutu insan öldürmenin
güç gösterisi olduğunu savunan insanlarla doldu etraf.
Bu kadar mı peki bu liste? İstediğim kadar uzatırım bu
listeyi emin olun. İster siyasiler yüzünden, ister dini yanlış bilen din
adamları yüzünden, ister yanlış eğitim sistemi yüzünden, hatta isterse takımlar
yüzünden olsun. Canavar sayısı günümüzde artık çok fazla ve biz bunu çabuk
kabulleniyoruz. Ama ben kabullenmiyorum. Hiç bir kadın tecavüz gibi iğrençliği
hatta sözlü tacizi,dayağı,işkenceyi,bıçaklanmayı,öldürülmeyi hak etmez,hiç bir
bebek şiddeti,işkenceyi ve tacizi hak etmez,hiç bir adam trafikte korna çaldı
diye, kavşakta yavaş hareket etti diye ya da bir yere park etti diye dayağı ve
ölümü hak etmez, hiç bir adam istemeden bir cama kar topu attı diye ölümü hak etmez,
hiç bir kişi medeniyetin bağrı(!) dediğimiz yerlerde(ABD, İsveç, Almanya)
SADECE Müslüman olduğu için öldürülmeyi,darp edilmeyi hak etmez hiç bir hayvan
dövülerek öldürülmeyi, tacize uğramayı hak etmez. Hak etmezler ama maalesef
günümüz de bunlara çok kurban verir olduk. Konuşmayı, düşünmeyi, saygı ve sevgi
gösterip sabırlı olmayı unuttuk. Ama acele işe şeytan karıştı işte. Ayrıca
insanlık suçunu işleyenler, işlemesi için ortam yaratan siyasiler ve adalet
yetkilileri, suça kendilerince mantıklı sebep uydurup cinayetleri ve tacizleri
hedef gösteren sanatçılar(!) ve çakma dindarlar, son olarak da görüp de sessiz
kalanlar (komşular, yoldan geçenler vs.) siz de insanca muameleyi HAK
ETMİYORSUNUZ. Timsah gözyaşlarınızla masumların topraklarını kirletmeyin.
Bize ne o hükümet ne bu hükümet, ne o araba ne bu, ne
teknoloji, ne de yeni TFF başkanı gerek. Bize saygı, sevgi, hoşgörü, sabır,
akıl, mantık gerek. Bize insan gerek.