8 Mart 2015 Pazar

ŞİMDİLİK BÖYLE

     Gönlümüzü, aklımızı hallaç pamuğu gibi sağa sola savuran çirkinliklerden sonra, biz o daracık lüzumsuz zamanlarda öfkeyle birlikte istemsiz konuşuyoruz bazen. Yutamayacağımız lokmaları ağzımıza koyuyoruz. Sonra gerçeği anlayınca, yutamayacağımızı anlayınca, gururumuzla savaşıyoruz. Gururumuzla savaşırken, bir yandan da çöküyor gırtlağımıza kolumuzu kanadımızı kırık bırakıp giden çirkinlikler. Zincire vurup uyuttuğumuz hasret köpeklerini uyandıran, kan akışını saçma sapan bir hale sokan, elimizi ayağımıza dolaştıran, beynimizle gönlümüz arasında kurulu mantık köprüsünü zorlanmadan yıkan, Allah'ın özenle yarattığı kuluna sadece anlamsız gözlerle bakar hale geliyoruz. Cesaretimiz, başkaları yüzünden kırılan cesaretimiz, yüzünden ona sadece rüyalarımızda yer veriyoruz. Kaybetmek bizler için artık çok büyük bir eylem, yıkım boyutunda. O yüzden şimdilik hayallerdesin, gönlümün uzanamayacağı, zihnimin tahmin edemeyeceği kadar uzaklardasın. Belki de yakınsın ama... Ne eski gücüm, ne cesaretim, ne de kendime çizdiğim sınırın dışına çıkabilecek gururum var. Uzaktan sevmek bir kördüğüm, uykumu düğümleyip beni düşlere iten ipin bir ucu sende bir ucu da bende. "Çöz hadi körfezi güzelleştiren". Umarım bunu evren sana iletir. Zaman her şeyin ilacı evet biliyorum ama arsızlaşan hasret köpekleri zorluyor beni.

oturduğum hEr yErdE, 
baktığım hEr köşEdE
gözlErim gözlErini,
kulaklarım sEsini
zihnim yarattığı sEnli bEnli sahnElEri arar.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)