DAHA ZOR OLMADAN
Bu aralar kafamın içinde savaşlar çıkıyor. Her yer karman
çorman. Düşündükçe çözülemeyecek bir tane daha kördüğüm buluyorum. Düşündükçe kaçırdığım ihtimallere
bir tane daha ekliyorum. Düşündükçe... Kızıyorum kendime bazen. Ardı arkası
kesilmeyen soruları kendime kendime sorup "ya bu olsaydı" şablonuna
oturttuğum cümlelerle cevap veriyorum. En azından öyle sanıyorum. Şarkıda diyor
ya "içimdeki ateşle bodrumun sularına sarılıp sarılıp ağladım", tabii
ki benim ateşim de sönmedi ne yaptıysam. Dalgalar alıp götürmedi beni uzaklara.
Beni götürmedi uzaklara ama, bari içimdeki yığından biraz yüklenip
gitseydi.
Sabrım, dertlerim kadar çok olsaydı keşke. O zaman içimdeki
ben ile olan sohbetlerimiz, hesaplaşmalarımız daha kısa sürerdi. Şimdiki
hesaplaşmalarımız hep yarım, hep yarına ertelenmiş. Resmen kaçıyorum, o da
kovalıyor. Bir gün yakalayacak beni ve bedelini ağır ödetecek. Ağzımı açamadan
zihnime yerleştirecek bin bir türlü ihtimal tohumlarını. Kurtuluş : cesaretini
topla ve acele etmeden olayları isteğin doğrultusunda rahat bırak. Ahlar,
vahlar, ihtimaller, yanlışlar artmadan...Daha zor ya da geç olmadan...
Yanlışın neresinden dönersek dönelim yine de kardayız.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)