6 Şubat 2015 Cuma

ORTAK İKNA : Güneşin Gittiği Yer

Nereye baksan yok
Hiç bile her şey sayılır o bulunduğun yerde
Kurtarırsa kurtarır ancak
Yine şiire tutunmak.
Aziz Nesin - Şiire Tutunmak

 Günler en küçük evlat, aylar ortanca, yıl ise en büyük evlat. Dünya üzerinde küçüklerin sözü geçmiş midir ki hiç? Bunun çok sevdiğimiz bir hali de yok mu, işte: Su küçüğün, söz büyüğün. Konu mu? Konu fark etmez, söz büyüğün. Yani günlerle, aylarla olan bir şey değil bu konular. Yılların sözü geçiyor.
  Dünyanın en güzel betimlemesidir Necip Fazıl’ın Beklenen şiirindeki ilk dörtlük. Biliyorsunuz ki bu şiirin devamını okumak cesaret ister, o da bende yok işte ne yapalım.. “Ne de şeytan bir günahı” Ötesi var mı bunun?
 Sait Faik’in Mürüvvet öyküsünden bir yerin altını çizmişim. Kitapların arasında kaybolurken buldum. Tesadüfe bak.. “Kahverengi gözlerine ağır, koyu esmer göz kapakları ağır ağır; güzel, şiirle dolu hazin bir piyesten sonra inen tiyatro perdeleri gibi, iniyordu.” Vallahi tesadüf! He dersen ki tesadüf yoktur, ben de sana derim ki geleceğe bir göz kırpış bunun adı. Bundan sonra benim için tesadüfün anlamı bu olsun..


 Seni kağıttan ve kalemden kurtarmak adına neler yaptım. Sadece hayal olma diye. defter kapandığında kağıtların arasında hor görülme, karanlıkta kalma dedim. Fakat hayır, ne ettimse olmadı. Kurutulmuş bir gül gibi defterin arasından çıkmadın. Kısa ömrümden uzun bir yaz da böyle geçti gitti. Ne kabuslar gördüm, ışık aradım ama yoktun. “Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi?” İhsan Oktay Anar Puslu Kıtalar Atlası’nda böyle dememiş miydi? Sen zaten şair, öykücü, ressam, müzisyen olan herkesi haklı çıkarttın da bir beni haklı çıkartmadın.


  Kabul etmeli insan. Rene Magritte’nin iki senede çizdiği “pipo resmi”nin altına “Bu bir pipo değildir.” yazışı gibi kabul etmeli insan. O yaptığın şey senin de eserin olsa, onun bir pipo olmadığını onun aslında çerçevenin içindeki bir resim olduğunu söyleyebilmeli insan.
  Şimdi sıra bende. Kendi kendime büyüttüğüm bu oyunun, bu aptal uğraşın, altına yazmam gerekiyor sanırım: Bu bir aşk değildir.

Düşündüğümden daha fazlasını söyledim, ama
söyleyeceklerimin de sınırına ulaştım. Hakkımda anlattığım
gibi konuştuktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davrandı ve
gece fazlasıyla çabuk bitti.
Maurice Blanchot - Ölüm Hükmü




0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)