YALNIZLAR BANKINDAN SELAMLAR 2
Yine ben. Yine aynı yer. Aynı dert tasa diyemeyeceğim. Bu
dünyada sıkıntısı olan insan tek ben değilim ve hayatım boyunca da şu bel
ağrısından öldüren, kıçımı düzleştiren bankta yalnız başıma oturup İstanbul
semasına dert yanamam ya. Can dostum bugün yanımda ve onunla tokuşturuyoruz. Bu
sefer ben susuyorum o anlatıyor. Adam benden dertliymiş be. Yıllar önce müzik
sevdasına gelmiş İstanbul'a. Bilirsiniz işte garibanlık zor. Kendinden
vazgeçiyorsun da çoluk çocuğundan, ailenden kolay kolay vazgeçemiyorsun. O da
ailesi için düşmüş müzik yapma sevdasına. Kaset çıkaracakmış. Gazinodan
gazinoya gidip burada yaşamını düzene sokacak kadar para kazanacakmış. Ailesini
sonra yanına alıp rahat ettirecekmiş. İlk sene kimse ekmek kapısı göstermemiş
ona. Sokaklarda yatıp kalkmış. Müziğini sokakta yapmış. Hayat sürprizlerle dolu
ya, bir adam tutup kolundan kendi mekanına götürmüş. İş vermiş, yatacak yer de
vermiş. Mekan küçük ama sakin bir yermiş. Çok seviyormuş çalıştığı insanları ve
ortamı. Ne yazık ki kazandığı para hedeflerine çok uzakmış. Sık sık arayıp
henüz zamanı olmadığını söylüyormuş ailesine. Yenge iki çocukla yapayalnızmış. Yorulmuş
tabii köydeki baskıdan. Bir tane insan
da çıkıp sahip çıkmamış ya. Pardon insan dedim. Neyse bir gün köyün bakkalı
aramış bizimkini. Oğlum gel karının sana ihtiyacı var diye. Adam uzun bir yol
gitmiş ama nasıl gittiğini anlamamış. Gidince evinin önünde gereksiz bir
kalabalık görmüş. Telaşlanıp içeriye doğru koşmuş. Kapıda bakkal yakalamış.
Çekmiş bir köşeye sarılıp karını kaybettik evlat demiş. Neden nasıl diye
soramadan sinir krizi geçirmiş bizimki. Nasıl geçirmesin abi dünyası yıkılmış
çocuğun. Yatıştıktan sonra işin aslını öğrenmiş ama öğrenmese daha iyiymiş.
Kendilerini erkek sananlar savunmasız bir kadına kıymışlar adamı erkeklikten
utandırırcasına. Adam yıkılmıştı bir daha tabii. 2 yıldır hasret yüzüne son bir
kez bakıp öpüp bir iki kürek toprak atmış. Gözyaşlarıyla sulamış toprağını.
Adalet büyüktür, o değilse bile Allah büyüktür deyip çocukları için intikamın
ateşini içinde söndürmüş. Gözünün yaşı kurumadan çocuklarıyla gelmiş çalıştığı
yere. Mekan sahibi delikanlı adammış ki yardım etmiş ona. Çalışmaya devam etmiş.
Ağlayarak söylemiş her şarkısını. İçinden kopup gelen özlemle söylemiş. Her
nağme içini sızlatmış. Dinleyenler bilmese de çok sevmişler ve hayran kitlesi
bile olmuş. İş vermeyen ünlü gazinolar teklif üzerine teklif, para üzerine para
önermişler. Kaset albüm vaadleri falan... Tek bir cümlesi açık ve net şekilde
niyetini belli etmiş: çocuklarım iyi yetişiyor Allah'a şükür aç değiliz açıkta
değiliz kara gözlümü geri döndürüp hayallerini ona veremeyecekse bırak para
sizin yalancı ceplerinizi yalancı ellerinizi doldursun. Bu adam içmesin de kim
içsin be. bugünlük de bu kadar.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)