7 Şubat 2015 Cumartesi

YALNIZLAR BANKINDAN SELAMLAR 2

Yine ben. Yine aynı yer. Aynı dert tasa diyemeyeceğim. Bu dünyada sıkıntısı olan insan tek ben değilim ve hayatım boyunca da şu bel ağrısından öldüren, kıçımı düzleştiren bankta yalnız başıma oturup İstanbul semasına dert yanamam ya. Can dostum bugün yanımda ve onunla tokuşturuyoruz. Bu sefer ben susuyorum o anlatıyor. Adam benden dertliymiş be. Yıllar önce müzik sevdasına gelmiş İstanbul'a. Bilirsiniz işte garibanlık zor. Kendinden vazgeçiyorsun da çoluk çocuğundan, ailenden kolay kolay vazgeçemiyorsun. O da ailesi için düşmüş müzik yapma sevdasına. Kaset çıkaracakmış. Gazinodan gazinoya gidip burada yaşamını düzene sokacak kadar para kazanacakmış. Ailesini sonra yanına alıp rahat ettirecekmiş. İlk sene kimse ekmek kapısı göstermemiş ona. Sokaklarda yatıp kalkmış. Müziğini sokakta yapmış. Hayat sürprizlerle dolu ya, bir adam tutup kolundan kendi mekanına götürmüş. İş vermiş, yatacak yer de vermiş. Mekan küçük ama sakin bir yermiş. Çok seviyormuş çalıştığı insanları ve ortamı. Ne yazık ki kazandığı para hedeflerine çok uzakmış. Sık sık arayıp henüz zamanı olmadığını söylüyormuş ailesine. Yenge iki çocukla yapayalnızmış. Yorulmuş tabii  köydeki baskıdan. Bir tane insan da çıkıp sahip çıkmamış ya. Pardon insan dedim. Neyse bir gün köyün bakkalı aramış bizimkini. Oğlum gel karının sana ihtiyacı var diye. Adam uzun bir yol gitmiş ama nasıl gittiğini anlamamış. Gidince evinin önünde gereksiz bir kalabalık görmüş. Telaşlanıp içeriye doğru koşmuş. Kapıda bakkal yakalamış. Çekmiş bir köşeye sarılıp karını kaybettik evlat demiş. Neden nasıl diye soramadan sinir krizi geçirmiş bizimki. Nasıl geçirmesin abi dünyası yıkılmış çocuğun. Yatıştıktan sonra işin aslını öğrenmiş ama öğrenmese daha iyiymiş. Kendilerini erkek sananlar savunmasız bir kadına kıymışlar adamı erkeklikten utandırırcasına. Adam yıkılmıştı bir daha tabii. 2 yıldır hasret yüzüne son bir kez bakıp öpüp bir iki kürek toprak atmış. Gözyaşlarıyla sulamış toprağını. Adalet büyüktür, o değilse bile Allah büyüktür deyip çocukları için intikamın ateşini içinde söndürmüş. Gözünün yaşı kurumadan çocuklarıyla gelmiş çalıştığı yere. Mekan sahibi delikanlı adammış ki yardım etmiş ona. Çalışmaya devam etmiş. Ağlayarak söylemiş her şarkısını. İçinden kopup gelen özlemle söylemiş. Her nağme içini sızlatmış. Dinleyenler bilmese de çok sevmişler ve hayran kitlesi bile olmuş. İş vermeyen ünlü gazinolar teklif üzerine teklif, para üzerine para önermişler. Kaset albüm vaadleri falan... Tek bir cümlesi açık ve net şekilde niyetini belli etmiş: çocuklarım iyi yetişiyor Allah'a şükür aç değiliz açıkta değiliz kara gözlümü geri döndürüp hayallerini ona veremeyecekse bırak para sizin yalancı ceplerinizi yalancı ellerinizi doldursun. Bu adam içmesin de kim içsin be. bugünlük de bu kadar. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)