9 Eylül 2014 Salı

BALÇOVA MI, KARŞIYAKA MI

     Hayır ondan bahsetmiyorum dedim.

    Gözüm Karşıyaka'ya takılıp kaldı ve körfez havası yumuşattı gönlümü, açtı önünü gözümün pınarlarının. Evet ondan bahsetmiyordum. İnsan mutlu anında nasıl hayal kırıklıklarından bahsetsin ki? "Ağlıyor musun?" dese "evet" diye cevap verirdim. Sebep mi?  Biraz hayal kırıklıklarım kaçtı gözüme. Neyse ki yanaklarımı silecek, yüzümü güldürecek hayat pınarım, kabus gibi körfez gecelerinde nefes aldıracak imbatım var. Onlar da olmasa tırnaklarımla kazıya kazıya bir yerlere varmaya çalıştığım hayatta ilerleyemezdim. Gönlümün yağmur ormanlarında boğulup kalırdım. Ummazdım akıp giden bir pınarın beni özgürlüğüme kavuşturacağını, başımdan aşağıya dökülüp beynime istiflediğim hatıraları arındıracağını. Ama hayat sürprizlerle doluymuş. Düşüren biri olduğu gibi kaldıran biri de mutlaka oluyormuş. Ya da eskilerin deyişiyle her inişin bir çıkışı var. Bu sefer ki çıkıştan düşmeyelim olur mu?
Kafamdan bunlar geçtikten sonra kendimce anlamlı bir şeyler söyledim:
     - Balçova'yı mı seçerdin, yoksa Karşıyaka'yı mı?

     
     Nasıl olsa bana fark etmeyecek böyle oturdukça.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)