22 Nisan 2014 Salı

SİGARA MOLASI

Akşam güneşi odamı aydınlatırken,
Sobaya bir iki odun attım.
Işığı kapattım.
Oturdum sobanın önüne.
Elimde sazım, dilimde en sevdiğim türküler...
Hepsi yari anlatıyor.
Çevirdi beni bir kara bulut.
Gözlerime yağdırdı yükünü.
Alışkındı kirpiklerim ıslanmaya,
Soba da kurutmaya.
O kuruttu, yağmur yağmaya devam etti.
Yükünü hafiflettikçe kara bulut,
Gönlüme sığdırmaya çalıştığım yükler
Sığmadı ey gökyüzü, sığdıramadım.
Yüreğim mi küçük?
Yüküm mü fazla?
Cevap ver ey gökyüzü.
İçimde fırtınalar koparken
Benliğimle vicdanım arasında,
Elim uzandı pakete.
Bir sigara aldım, çıktım balkona.
Çektim dumanı içime.
İşlesin diye en kuytu köşesine gönlümün.
Üfledim gökyüzüne, içimden söküp atarcasına.
Dışarısı karanlıktı.
Ne güzeldi, her şeyin kaybolması karanlıkta.
Ben gibi, anılarım gibi.
Bak, sigara dumanı da kayboldu gökyüzünde.
Sen gibi.
Seni dilemek için o kadar yıldız vardı ki
Nasıl oldu da kayboldun?
Nereden bilebilirdim ki
Yıldızların gerçekte var olup olmadığını.
Seni olmayan yıldızlardan dilemişim.
Sen ise fark etmeden
Ay olmuşsun hayatımda.
Hiç gitmeyen, gerçek...
Gecemi aydınlatıp kaybolanları gösteren, canımı yakan...
Şimdi dileğim yıldızlardan:
Doğmasın hiç akşam güneşi.
Duydun mu gökyüzü?
Dinledin mi derdimi?

O zaman, son türküm sana ve sobama.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)