SİGARA MOLASI
Akşam güneşi
odamı aydınlatırken,
Sobaya bir
iki odun attım.
Işığı
kapattım.
Oturdum
sobanın önüne.
Elimde sazım,
dilimde en sevdiğim türküler...
Hepsi yari
anlatıyor.
Çevirdi beni
bir kara bulut.
Gözlerime
yağdırdı yükünü.
Alışkındı
kirpiklerim ıslanmaya,
Soba da
kurutmaya.
O kuruttu,
yağmur yağmaya devam etti.
Yükünü
hafiflettikçe kara bulut,
Gönlüme
sığdırmaya çalıştığım yükler
Sığmadı ey
gökyüzü, sığdıramadım.
Yüreğim mi
küçük?
Yüküm mü
fazla?
Cevap ver ey
gökyüzü.
İçimde
fırtınalar koparken
Benliğimle vicdanım
arasında,
Elim uzandı
pakete.
Bir sigara
aldım, çıktım balkona.
Çektim
dumanı içime.
İşlesin diye
en kuytu köşesine gönlümün.
Üfledim
gökyüzüne, içimden söküp atarcasına.
Dışarısı
karanlıktı.
Ne güzeldi,
her şeyin kaybolması karanlıkta.
Ben gibi,
anılarım gibi.
Bak, sigara
dumanı da kayboldu gökyüzünde.
Sen gibi.
Seni dilemek
için o kadar yıldız vardı ki
Nasıl oldu
da kayboldun?
Nereden
bilebilirdim ki
Yıldızların
gerçekte var olup olmadığını.
Seni olmayan
yıldızlardan dilemişim.
Sen ise fark etmeden
Ay olmuşsun
hayatımda.
Hiç
gitmeyen, gerçek...
Gecemi
aydınlatıp kaybolanları gösteren, canımı yakan...
Şimdi
dileğim yıldızlardan:
Doğmasın hiç
akşam güneşi.
Duydun mu
gökyüzü?
Dinledin mi
derdimi?
O zaman, son
türküm sana ve sobama.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)