8 Nisan 2014 Salı

SİYAH RENKLİDİR

     Gözler... Bakışlar... Konuşmadan, tek bir kelime dahi etmeden, ciltlerce süren yazıları anlatabilecek güçte olan, kimi zaman yeniden doğduran, kimi zaman yüreğini burkan, yerin dibine sokan... Mavi, ela, kahverengi, siyah olan... Doğayı her güzelliğiyle, rengiyle gören... Renklerin hislenip anlam kazandığı yer. Kalbe açılan yegane tünel. Ben bilmiyorum. Bana böyle dediler. Ben görmedim ağaçların ve çimenlerin yeşilini, domatesin kırmızısını, gökyüzünün mavisini, bulutların pamuksu beyazını. Elime bir fırça alıp her renkten biraz süremedim kağıda, renklendiremedim hayallerimi. "O zaman rüyalarımda gerçekleştiririm hayallerimi." dedim. Onu da yapamadım. Ben rüya göremiyormuşum, biliyor muydunuz? Sarıldım göremediğim anneme, yeşil gözlü anneme. Ağladım siyah dünyama şikayet edercesine. Ağladım ki yeşersin diye gözüm. Çocukkendi bunlar. Kalben bağlandığım insanlar gözüm oldu benim karanlık dünyamda. Artık her yerde gözüm var. Her gün İstanbul'u anlatıyorlar bana. Dinliyorum ve dinliyorum tekrar. Karanlık dünyama küçük bir kibrit çakıyorum. Ne işime mi yarayacak? Benim değil ama, o küçük kibritin ışığı benim gibi olan öğrencilerimin karanlık dünyasını aydınlatacak. Aydınlatacak ki onlar ağlamayacak. Göz görmese de kalbin çalışıyor, hislerin herkesten daha güçlü, değil mi? Önemli olan bu. Hayaller, sevgiler, kalpten gelip kalbe gidenler... Sizin renginiz içinizde olsun, kalbinizin bir odasında, içine çektiğiniz kokuda olsun. Hayallerinizi cam şişeye koyup denize atmayın, yeter ki isteyin. Eksiğiniz yok fazlanız var. Ve unutmayın siyah renklidir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)