SİYAH RENKLİDİR
Gözler... Bakışlar... Konuşmadan, tek bir kelime dahi
etmeden, ciltlerce süren yazıları anlatabilecek güçte olan, kimi zaman yeniden
doğduran, kimi zaman yüreğini burkan, yerin dibine sokan... Mavi, ela,
kahverengi, siyah olan... Doğayı her güzelliğiyle, rengiyle gören... Renklerin
hislenip anlam kazandığı yer. Kalbe açılan yegane tünel. Ben bilmiyorum. Bana
böyle dediler. Ben görmedim ağaçların ve çimenlerin yeşilini, domatesin
kırmızısını, gökyüzünün mavisini, bulutların pamuksu beyazını. Elime bir fırça alıp
her renkten biraz süremedim kağıda, renklendiremedim hayallerimi. "O zaman
rüyalarımda gerçekleştiririm hayallerimi." dedim. Onu da yapamadım. Ben
rüya göremiyormuşum, biliyor muydunuz? Sarıldım göremediğim anneme, yeşil gözlü
anneme. Ağladım siyah dünyama şikayet edercesine. Ağladım ki yeşersin diye
gözüm. Çocukkendi bunlar. Kalben bağlandığım insanlar gözüm oldu benim karanlık
dünyamda. Artık her yerde gözüm var. Her gün İstanbul'u anlatıyorlar bana. Dinliyorum
ve dinliyorum tekrar. Karanlık dünyama küçük bir kibrit çakıyorum. Ne işime mi
yarayacak? Benim değil ama, o küçük kibritin ışığı benim gibi olan
öğrencilerimin karanlık dünyasını aydınlatacak. Aydınlatacak ki onlar
ağlamayacak. Göz görmese de kalbin çalışıyor, hislerin herkesten daha güçlü,
değil mi? Önemli olan bu. Hayaller, sevgiler, kalpten gelip kalbe gidenler... Sizin
renginiz içinizde olsun, kalbinizin bir odasında, içine çektiğiniz kokuda
olsun. Hayallerinizi cam şişeye koyup denize atmayın, yeter ki isteyin. Eksiğiniz
yok fazlanız var. Ve unutmayın siyah renklidir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)