27 Ocak 2015 Salı

SORAN OLURSA

Kol saatimin benden cılız çubukları zamanı kırk yararken ince rüzgar uzun ve kirli saçlarımın arasından geçip nazikçe okşuyor sıkıntıdan kazıyarak yara yaptığım kafa derimi. Ferahlıyor bir derece de olsa. Elimi alnımdan ense köküme kadar gezdiriyorum. Gökyüzüyle göz yaşlarımın tatlandırdığı denizin kavuştuğu o sıcak renge bakıyorum. Zaman duruyor o anda. Zihnimden saatler günler akıp giderken kahrolası cılız çubuklar atmıyor. Derin bir sessizlik. Sadece kalbimin ritmi kulaklarımda. Korkup arabama dönüyorum. Camı biraz aralayıp radyoyu açtım. Titrek ellerle montumun cebinden bir sigara ödünç alıp yaktım. Soran olursa duman olursa gözümü yaktı, arabaya gelirken düştüm falan. Kim bilecek ki gülü seven bülbüle dikenlerin battığını?

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)