5 Ağustos 2014 Salı

GÜNEŞİN

   Büyük aşklar sadece İstanbul'da yaşanmıyor. Ben de aşık oldum, Hopa'da. Hem de öyle böyle değil. Bir insanın değerini söylemek isteyip de yapamamak, baktığınız her yerde onu görmek, onsuz geçen her saniye için derin bir "ahh" çekmek ne demek bilir misiniz? Ben öyle bilirim ki... Yaşayayamadık aşkımızı, tam da filizlendiğimiz zamanlarda."Aşk, acı çekmeden yaşanmaz derler." ya, acısız olmadı bizimki de. Göğüs sancılarım - düzensiz kalp atışlarım ve ciğerlerim iflası nedeniyle - hiç dinmedi. Filizlendiğimiz zamanda yaşayamadık aşkımızı dedim ya, yıllardır ciğerlerim böyle. Ne öldürüyor, ne de yaşatıyor. Aldığım her nefes dikenli tel ciğerlerime. Yaşamak için değil, onunla yaşamak için ölmeyi kabullenemedim, ölürüm de yalnız bırakırım diye "Evlenelim." ısrarlarına bile kayıtsız kaldım ve tedavi olmaya gittim yurt dışına. Sarı saçlarımdan ötürü "güneşim" derdi bana, "Gideceğim, iyileşip geleceğim. Bekle beni." dediğimde "Güneşim batmadan gel, Güneşim." dedi. Gittim de, bitmedi ki tedavi. Bir an olsun hastaneden çıkamadım. İyileşmeye değil de ölmeye gelmiştim sanki. Günden güne rengim bile değişti ilaçlar yüzünden. Sarı saçlarım bile dökülmeye başladı ve seyreldi. Bunlar yetmezmiş gibi beni yarimden 5 yıl uzakta bıraktı. Hiç bir belirti bana dokunmadı da, uzakta olmak... Tedavi işe yaramıyor, günden güne yarimin güneşi batıyordu. "Batmadan gel." demişti, değil mi? Ben de öyle yaptım. Madem öleceğim memleketimde yarimle aynı havayı soluyarak öleyim istedim. Otogarda beni can dostum karşıladı. Uzun uzun konuşup hasret giderdik. Onu her sorduğumda beni geçiştirdi, "İlk önce biz hasret giderelim." tarzı cümlelerle. Oturduk sahilde benim bankıma. Nasıl da özlemişim Karadeniz'in azgın sularını izlemeyi. Seyrederken büyülenmiş gibiydim. Birer sigara yaktık. Tedavi boyunca içememiştim, onu da özlemişim. O sıra ikimizin de ağzını bıçak açmadı. Güneş eğilip yüzümüze vurduğu sıralarda, sigaraları yarılarken ansızın söyledi:" O evlendi.".

...
   
   Sigara dumanı boğazımı yakıp geçti de saplandı yorgun ciğerlerime bir hançer gibi. Nefesim kesildi. Yaşarken ölmek ne demek bilir misiniz? Gözlerim dolup dolup Karadeniz yağmurlarına kafa tutarcasına taşmaya başlayınca tek cümle söyleyebildim denize değen güneşe bakarak:

                - Güneş batıyor, Güneşin de.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)