21 Ağustos 2014 Perşembe

SAFRAN PİLAVI

 İçlerindeki her şey mükemmel şekilde yerleştirilmiş dolaplarda neyin nerede olduğu çok net bir şekilde belliydi. Kafa karışıklığına izin yoktu bu mutfakta. Tezgahın karşı tarafındaki geniş pencereden gelen ışık mutfağın beyaz rengini kendisine katıyor ve odayı apaydınlık yapıyordu. Bir aşçı için evinin mutfağının böyle olması kaçınılmazdı. Hele bu denli yetenekli, deneyimli ve bu işi hayat felsefesi yapmış bir adamsa.
  Yemeklerin basit ve sıradan değil, onların da adeta ruhları olduklarını düşünüyor; nazik, sevimli ve ne yaptığını bilen tavırlarla yemeklerini yapıyordu. Kızına kendince güzel şeyler anlatmak için yanına çağırırdı. Yine çağırdı:
  - Bak kızım. Bunlardan biri safrandır biri aspirdir. Hangisinin hangisi olduğunu biliyor musun?
  - Hayır baba, yemeklere ilgim olmadığını biliyorsun.
  - Bak. Aspirle safran hayatımıza benzerler. Bu tabaktaki aspirdir. Aspirde lezzet ve koku yoktur. Kullanım nedeni ise verdiği renktir. Aspir yalancıdır yani. Rengi vardır fakat tadı tuzu yoktur. Safran pahalı olduğu için aspir kullanılır. Her yerde bulabilirsin ve ucuzdur. Diğeri de safrandır. Safrandaki lezzeti, tadı ve kokuyu hiçbir şeyde bulamazsın. Yemeğine çok az katarsın, aldığın tat muhteşemdir. Hissettiğin koku inanılmazdır. Safran ne ise odur. İnsanlar gibi değil mi? İnsanların çoğu olmadıkları gibi görünmeye çalışırlar. Dışarıdan bakarsın güzel görünür. Makuldürler. İnanırsın. Fakat hayatına kattığın zaman bir bakmışsın ne tadı var ne tuzu var. Bir işe yaramaz. Aspirdirler. Ancak safran değerlidir. Ona güvenebilirsin. Fakat, dikkat edilmeli. Alırken aspir ile safran arasındaki farkı anlamak kolay değildir. Önceleri aspir alıp yanıldığın için safrana da aynı muameleyi göstermemelisin. Onların da ruhu var unutma. Safran seni yanıltmaz. Verdiğin değeri fazlasıyla karşılar. Güven ve yemeğine kat. Az önce dediğim gibi alacağın tadın, kokunun benzeri olmaz.
  - Hmmm.. Anladım, anladım. Şey.. Benim çıkmam lazım şimdi de sana kolay gelsin baba.
  - Git kızım git bakalım. Şu safranlı pilavı yapayım da akşam güzel güzel yiyelim.

------- o -------
 Sofradayken adam ve karısı göz göze geldiler:
  - Eline sağlık döktürmüşsün yine.
  - Evet baba. Çok güzel olmuş. Safran demiştin di mi?
  - Evet, safranlı pilav.

  Karısı safran olmadığını anlamıştı. Kızı ise dediklerini dinlememişti. Dinlediyse bile anlamadığı bu küçük oyundan belliydi. Endişelendi kızı için. Yemekten aldığı lezzeti fark edemeyen biri gerçek hayatta nasıl dikkatli olabilirdi?

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)