TARÇIN KOKUSU
Benim de anımsadığım kesitlerden biridir 'tarçın kokusu'...Bazı hafta sonları kokusunu duyduğum an tarifsiz, hatta belki saçma ama kocaman bir mutluluk sarardı beni.Tüm bunları yapan, tarçınlı bir kurabiye...Tabii ki bu sadece bir semboldü.Beni mutlu eden anlara denk geldiği için belki de böyle bir koşullanmaya sahiptim.Ya da o anlara dair anımsadığım bir şeydi işte tesadüfen. Ama bunun tarifi,tanımı her ne olursa olsun hala aynı etkiyi uyandırıyor bende. Öylesine mutlu oluyorum ki, huzurun lügatımdaki diğer anlamlarından biri oluyor çoğu zaman. Burnumda hissettiğim an dinginleştiğim ya da dinginleştiğim an burnumda hissettiğimdir o koku...Bilinmeyen altıncı bir duyu organı, bir hissetme biçimi varsa eğer, benim için huzurun kokusu olmaya adaydır o koku...Uzun zamandır derinlerden hissedemediğim, ama şimdilerde sürekli burnumun ucunda dolaşan bir büyüdür o koku...
Şimdi anlıyorum, bayadır tıkalıymış meğer burnum. Alamadığım her havayı, içim bir eksilerek veriyormuşum meğer. Ya da öylesineymiş işte her içime çekişim havayı. Hissedemiyormuşum işte, o karmaşık ve pis havadan çekip çıkaramıyormuşum tarçın kokusunu. Çok özlemişim ta içime kadar çekip, en derine gelince gülümsemeyi, zihnimi ve kalbimi dinlendirmeyi, gözlerimi kapatıp huzurun maviliklerini seyretmeyi...Elbette korkuyorum tarçın kokusunu tekrar alamamaktan, ama bu sefer onu alamama korkusunun,beni katılaştırıp almamı engellemesine izin vermeyeceğim. Sürekli hissetmek istiyorum çünkü, arada bir şekilde dağılsa bile, sürekli var olduğunu bilmek istiyorum.
Elimdeki bir fincan kahvenin sıcacık buharı nefesimi ve gülümseyen yüzümü bir kat daha ısıtırken söylüyorum şimdi: Kaybolma huzurum...Kaybolma tarçın kokum...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)