GÖKYÜZÜ PUSLU BUGÜN
Uzun mutluluktu benimkisi,
sonunda eşiğin birinde kalacağımı biliyordum.
Dokunuşlarımın acıtacağını tahmin
etmiyordum. Sözlerim acıtır genellikle bana kötü davrananları. Daha önce
yumruğumu hiç kullanmamıştım böylesine basit bir olayda. Kanın nasıl aktığını
bilmezdim. Fışkırışı daha da heyecanlandırmıştı beni. Öfkem neleri gösteriyordu
bana. İçimden kopan ateş taneleri çarpıyordu parmaklarımla. Haksızlıktı ilk
fiskeyi attıran. Çarpışmanın verdiği zevk güçlendirdi omzumdaki kasları.
Ciğerlerim kapanmıştı oksijene. Yalnızca nefret vardı her hücresini dolduran.
Çığlıklar… koridor duvarlarından
sekip karışıyordu ten sürtüşmelerine. Parmaklarımdaki metalin sıcaklığı
yorulduğumu anlatıyordu. Vücudumun yavaş yavaş soğuduğunu… Işıldayan metal
donmuştu. Damlaların oluşturduğu göletler çevremde… Gözlerim her yerde
kırmızıyı görüyordu.
Durdum.
Geliyordu. Hasretti.
Yokluğunun ayaklanmasıydı
zihnimde. Bitiyordum.
Doğuşum devrimlerde…
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)