UMUT
Saçı biraz beyazlamış, eli yüzü kırışmaya başlamış,
sıkıntılarının ağırlıklarından beli bükülmüş, hayat arkadaşının da ebediyete
yol almasıyla iyice yalnızlaşmış Mehmet Amca... Hayatı boyunca çektiği
sıkıntılar yetmiyormuş gibi son on senedir de alzaymır ile boğuşuyordu. Ona
destek veren, yardımcı olan tek kişi ise can dostu, yol arkadaşı, biricik
sevgilisiydi. Belki kimseyi hatırlamıyor Mehmet amca, yaşadıklarını da. Ama bir
şeyi çok iyi hatırlıyor: Eşinin kim olduğunu ve onu ne kadar çok sevdiğini. O
gelince aklına sebepsizce gülümsüyor. Hatırladığı tek şeyi karşısında görünce
de saatlerce sarılıyor yarın kalktığında unutacak gibi. Hayattaki tek
varlığıydı onun karısı, küçük iki gözden
oluşan derme çatma, kışın buz gibi çığlıklar atan evi saymazsak. Zengin ya da
sağlıklı değildi belki Mehmet Amca, fakat mutluydu, sevgilisinin imzayı atmadan
önce verdiği sözü tuttuğu için. İyi günde kötü günde... Ama kader işte, ayırdı
onları. Yalnızdı artık. Yemek yedirmek için günde üç kez uğrayan mahalle
bakkalının ve her gün aynı saatte camın önüne konan, şarkılar söyleyen kuşun
dışında kimsesi yoktu. Söyleyemediler Mehmet amcaya "O gitti." diye.
Mehmet amca denizi çok sevdiği için ona, sevgilisinin denize gittiğini ve deniz
kokusu getireceğini söylediler. Mehmet amca her gün camda bekledi O'nu kuşla
birlikte. Gözünü denizden bir an bile ayırmadı. Kuşa eşlik etmek için küçük
eski radyosunu açardı. Tesadüf ya, en sevdiği şarkılardan biri çalıyordu.
hatırlıyordu. Sevinmişti ve eşlik etti radyoya. Bulduğu her fırsatta da bir
cümle söylüyordu sevgilisine.
Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?
- Seninle her şeyi yeniden yaparım.
Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm?
-Kalacaksak beraber, gideceksek beraber.
Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?
-Görmeden şuradan şuraya gitmem.
Gelecek
diye umudunu hiç kaybetmedi, yine aklına geldikçe gülümsedi. Bilmedi ki hiç
gelmeyeceğini. Yine oturuyor cam önünde
ve "elbet bir gün buluşacağız" diye şarkısını mırıldanıyor, kuşu
bekliyor. Kuş gelmedi. beyninden vurulmuştu sanki Mehmet amca. Sevgilisinin
yokluğunda, onun umut kaynağı olan kuş da gitmişti. Mehmet amca alzaymır olsa
bile anlamıştı: Umut güzel şey, yaşama bağlayıp beklemek için güç verir, ama
hasret uzun yol. Feleğin her türlü cilvesine katlanan, bir kere bile şikayet
etmeyen, "sevdiğim olsun yeter." diyen Mehmet Amca denize bakarak son
cümlesini söyler: "Feleğin her
işkencesine dayandım da, yokluğuna, hasretine, ölümüne dayanamam deniz gözlüm,
tuz kokulum."
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)