27 Mart 2014 Perşembe

UÇURUM

- ‘Daha erken’ demeye çok var, dedi H.
C.'nin yüzünde garip bir tebessüm oluştu. Yerini yadırgadı bir an. Siyah saçlarından ayak parmaklarına kadar rahatsızlık belirdi. Bir an hıçkırdı, biraz da ağladı. Korktu söylemeden önce, ölümden başka korku mu vardı oysa:
- Süre doldu.. Sadece saatler var artık. Bunlar gördüğüm son yıldızlar.
Cevap vermedi, biliyordu ve biliyorlardı. Ne kadar süredir beklediklerini ikisi de çok iyi biliyordu. Hiç azımsanamazdı. Hiç küçük görünemezdi. Dile getirselerdi, dile bile kolay gelmezdi. Ve artık süre dolmuştu, umutlar sanki yoktu artık.
- N’olur cevap ver bana, lütfen! Tekrar hıçkırdı. Güzel gözlerinden akıp giden yaş önceki damlalar gibi gamzesine uğrayıp toprağa düşmüştü.
- Sevgilim, güzel kız, gamzelim… C... Gideceğiz..
Her zaman aynı konuşuyordu. Sanki konuşan H. değil, hayalleriydi. Çünkü bunlar hep hayaldi, gerçek olma ihtimali, belki, olan..
- Görüyorsun değil mi şu uçurumu? diye sordu C..
- Parmaklıkların ardından seni gördüğüm gibi görüyorum, dedi H..
- İşte bizim hayalimiz bu! Sen ve ben üstteyiz, yan yanayız. Gitmemiz gereken yer aşağısı. Buradan atlamamız lazım. Anlıyorsun beni değil mi?
Çok farklıydılar. C. şu anki durumdan kurtulmak için her şeyi göze alırdı, ölümü bile göze alırdı; ölüm onu hayata tek bağlayan kişi olan H.’ten alıkoysa da. Bu yüzden kaçmak istiyordu buradan. Giyotindense askerlerin kılıcıyla kimse görmeden ölmesi daha iyiydi. H.  ise tam tersineydi. Şu anki durumu ne olursa olsun sonucu bilmedikçe hareket etmezdi. Şu an sevdiği yanındayken neden onu ölümle değişsindi ki?
- Merdiven bulmalı, dedi H.
- Yok işte yok, o kadar uzun bir merdiven yok H. ! Anla artık bunu!
- Olmalı!
- Kalan saatlerde benim dediğim olacak, benim kurallarım geçecek. Bekledik, bekledik, daha çok bekledik. Yok işte o merdiven yok. Atlayacağız buradan aşağıya! Ben burada, yukarıda ölmeyeceğim!
H.  önce, yutkundu sonra C. ’ya baktı ve en son uçurumdan aşağısına:
- Hayır, hayır.. Son ana kadar bekleyeceğiz ve ben senden önce.. Senin bu güzelliğini ölümün elinde olduğunu görmek istemiyorum.
C. bir an buz tuttu. Kabul ettiğini söylercesine başını salladı.
- Gitmeliyim artık. Muhafızlar gelmek üzeredir. Öğleden sonra...
- Tamam, güzel kız..
Öptü onu, sondu.

----------------------

 
Bir anda fırladı yerinden. Suratına tükürdü kralın. Ve bağırdı, bütün insanlar bir anda sustu:
 - O hiçbir şey yapmamıştı ki, onun tek suçu o güzel gamzesiydi ! Sizi toprak bile kabul etmeyecek !
 Hıçkırıklara boğuldu, elleri bağlandı. Yere tükürdü bu kez de.

----------------------

 
Herkes dağılmıştı. Güneşin sıcak rüzgarları sallanan iki kafayı birbirine doğru çevirmişti..
 H. ‘nin dediği olmuştu: Yukarıda, beraber ve önce...

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu yazın gönderin, hakaret içermediği takdirde en kısa sürede yayınlayacağız. Anlayışınız için teşekkürler :)